Aniden beklenmedik şekilde, beklenmedik bir yerde bazen hiçbir neden yokken, bazen sevilen birinin kaybı, yaşanan ağır bir deneyim gibi etkenler sonrasında ortaya çıka bir duygulanım bozukluğudur. Birçok insan hayatının herhangi bir döneminde panik atak yaşamış olabilir, ancak sorun olan sürekli tekrarlayan nöbetler şeklinde sıklıkla yaşanması ve böylece kişinin yaşam kalitesini düşürmesidir. Panik ataklı kişiler genellikle acil servisleri sıklıkla ziyaret ederler, doktoru gördüklerinde de genellikle bulgular geriler, kişi sakinleşmeye başlar.
Düzenli beslenmeyen kişilerde, öğün atlanması durumlarında hipoglisemi atakları yaşanır. Kişi Panik Atak hastası biri ise tansiyon düşüklüğünü veya kan şekerindeki ufak oynamaları dahi abartacak ve kendisini içinden çıkılmaz bir durumun içine sokacaktır. Panik atak durumunda vücudun kimyasallarında değişimler olmaktadır. Beslenme ile bu değişimleri minimize edebilmek, direnci arttırabilmek mümkündür. Sinir sisteminde rol oynayan vitamin ve minerallerin yeterli olması bu noktada önemlidir. Serotonin miktarının panik atakta düştüğü bununda paniği tetiklediği düşünülmektedir. Serotonin vücut tarafından sentezlenen ve yapıtaşı dışarıdan alımı zorunlu olan triptofan aminoasiti olan bir hormondur. Bu nedenle serotonin yapımını arttırabilmek için Triptofan içeren besinlerin daha fazla tüketilmesi gereklidir. Triptofan açısından zengin olan besinler; hindi, muz, süt ve süt ürünleri, badem, soya, susam, yumurta, portakal, domates, mandalina, kakao, ceviz dir. Bu besinlerin günlük tüketimde bulunması birçok psikolojik hastalıkta olduğu gibi Panik Ataklardan korunmak için de gereklidir.
Tiroit hastası olan kişilerde de T3 hormonunun eksikliğine bağlı olarak panik ataklar gelişebilir.T3 hormonu oluşumunda iyot ve selenyumun etkili olduğu bilinmektedir. Normal beslenme ile eksiklik oluşmaz ancak Selenyum içeren besinlerin tüketilmesinde de fayda vardır. Bunlar; karaciğer, hindi, balık, kabuklu deniz ürünleri, soğan, sarımsak, tam tahıl ürünleridir. Uzun süreli açlık durumunda böbreküstü bezlerden salgılanan adrenalin hormonu vücudun şeker ihtiyacını proteinlerden sağlamaya çalışır. Adrenalinin diğer bir etkisi de ağız kuruluğu, terleme, çarpıntı, barsakların hızlı çalışmasıdır. Panik Ataklı hasta bunları normal olmayan durumlar olarak değerlendirerek öleceğini düşünmeye başlar ve ataklar tetiklenir. Oysa kişi öğün atlayarak, aç kalma sürelerini uzatarak şeker metabolizmasında bozukluğa sebep olmuş ve bu sonu kendisi hazırlamıştır. Karamsarlığa, kaygıya meyilli olan Panik Atak hastaları basit bir beslenme hatasının sonuçlarını bile bir kalp krizi vakası olarak algılayabilmektedir. Bu nedenle beslenme konusunda hata yapmamaları yaşam kaliteleri için çok önemlidir.
- Koyu çay, kahve, kafein içeren içecekler tüketmeleri durumunda çarpıntı, taşikardi, uyku bozukluğu gibi durumlar oluşabileceğinden tercih edilmemelidir.
- Basit şekerler ve basit şekerlerle yapılan besinler diyetten çıkarılmalıdır. Basit şeker tüketimi hipoglisemi ve hiperglisemiyi arttıracağından tüketilmemelidir.
- Tam tahıl, bol tahıllı ürünler tercih edilmelidir. B grubu vitaminler açısından zengin olan bu besinler sinir sistemi hastalıklarından korunmada ve tedavide etkilidir.
- Öğünlere çorba ile başlanması kan şekerini dengeleyeceğinden daha düzenli bir sindirim sistemi için tercih edilmelidir.
- Haftada 2-3 kez mutlaka omega 3 açısından zengin olan balık tüketilmelidir. Balık tüketilmiyorsa ek olarak alınabilir. Omega3 ün psikolojik hastalıkların tedavisinde etkili olduğu ve serotonin salınımını arttırdığı düşünülmektedir.
- Günde 2,5-3 L su içilmelidir.
- Uzun süreli, bilinçsizce diyet yapılmamalıdır. Enerji miktarı çok düşük, tek besin diyeti gibi özel diyetler yapılmamalıdır. Protein , karbonhidrat ve yağ alım düzeyleri değişecek, vitamin ve mineral yetersizliklerine yol açacaktır.
- Fast food beslenilmemeli, hazır gıda tüketilmemelidir. Fast food beslenme şeker metabolizmasını bozacak ve vücutta oluşacak kimyasal değişiklikler Panik Ataklı kişinin duygulanım bozukluklarına yönelmesine sebep olabilecektir.
- Çinko içeren besinler diyette mutlaka bulundurulmalıdır. Çinko hem Serotonin salgılanmasını arttırmakta, hem psikolojik hastalıklarda çöküntüye uğrayan bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Çinko eksikliğinde T3 hormonu miktarı da azalmaktadır. Bu nedenle çinko açısından zengin olan karaciğer, et, karides, ceviz, kabak çekirdeği, ayçekirdeği, buğday tohumu, midye, süt gibi besinler mutlaka tüketilmelidir.
- Zayıflamak amaçlı kullanılan ilaçların bazıları Panik Atağa neden olabilmektedir.
- Günde 4-5 porsiyon mevsim meyvelerinden, kabuklu yenilebilenleri kabuklu tüketerek yemek gerekir. Özellikle Serotonin oluşumunda etken olan Triptofan içeren portakal, mandalina, ananas tüketmeyi ihmal etmemek gerekir.
- Her öğünde 1 porsiyon sebzeli yemek ve 1 porsiyon salata mutlaka bulundurmaya çalışılmalıdır. C vitamini kayıplarını önlemek için tüketilecek kadar tüketip tekrar tekrar ısıtmaktan kaçınılmalı ve pişirme çok uzun sürede yapılmamalıdır.
- Panik Atak kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir. Kadınların adet dönemlerinde iştah artışı tatlı eğilimlerinin artması gibi durumlarda sütlü tatlıları tercih etmeleri daha iyi olacaktır.
- Bitkisel çaylar içilebilir. Bunlardan rahatlatıcı olanlar veya Triptofan içeren rezene ve anason veya rahatlatıcı papatya çayı vb tercih edilebilir.
- Yağda kızartma ve kavurma şeklinde pişirme yapmamalıdır.
- Yumurtanın beyazı çiğ bırakıldığında vücuttan B vitaminlerinin atılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle nasıl pişirirseniz pişirin yumurtanın beyazı tam olarak pişmiş olmalıdır.
- Yoğurdun suyunu atmayın. B vitamini açısından zengin olan yoğurtdun suyunu dökmek vitamin kaybına neden olur.
Sonuç olarak Panik Ataklardan korunmak için alınan psikolojik desteğin yanısıra yeterli dengeli beslenilmeli, spor yapılmalıdır. Beslenmenin kişiye özel olarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Makalede bahsettiğimiz konular ve beslenme tavsiyeleri Panik Atak dan başka herhangi bir hastalığı olmayan bireyler için geçerlidir. Kişilerin Panik Atakdan başka hastalıkları varsa diyet tüm hastalıkların ortak tedavisine yönelik olarak yapılmalıdır.